Fotoğraf: açık kaynaklardan
Ebeveynlerin çocuklarını manipüle etmek için en sık kullandıkları 11 zehirli ifadeyi aşağıda bulabilirsiniz.
Pek çok ebeveyn her gün, iyi niyetlerine rağmen yetişkin çocuklarla ilişkilerini bozan ifadeler kullanıyor. Kontrol veya aşırı kaygının dayattığı alışılmış ifadeler, duygusal yorgunluğa neden olur ve iletişimi engeller.
Your Tango’ya göre ebeveynlerin çocuklarını manipüle etmek için en sık kullandıkları 11 zehirli ifade nedir ve bunların düzenli tekrarı neden duygusal istismarın doğrudan bir işaretidir?
Beni ziyaret etmeyi bıraktın
Bu, ebeveynlerin daha kaliteli zaman geçirmeye yönelik masum bir girişimi gibi görünse de, çocuklarda kasıtlı olarak suçluluk duygusu uyandırmaktadır. “Artık ziyarete gelmiyorsun” veya “muhtemelen şu anda bizim için çok meşgulsün” gibi ifadeler suçluluk duygusuna neden olur ve bu durum hızla ebeveynlerin aleyhine döner.
Aile terapisti Sarah Epstein’a göre, bu davranış mutlaka kötü niyetten kaynaklanmıyor; daha ziyade bir kopukluk duygusundan ve artık yetişkin çocuklarının hayatlarının merkezi bir parçası olmadıkları hissinden kaynaklanıyor. Kimlikleri tamamen ebeveynlik etrafında şekillenen ebeveynler için istenmeyen olma duygusu karmaşık ve bunaltıcıdır.
Çocuklar suçluluk duygusuyla gelseler de sonunda kendilerini bitkin ve yabancılaşmış hissedeceklerdir. Kaliteli zamanın doğal olarak gelmesini ve utanç ya da içsel hayal kırıklığı tarafından yönlendirilmemesini istiyorlar. Her seferinde ebeveynlerini ziyaret etmek onların kararı değil, ebeveynlerinin sitemleriyle onları zorladığı anlaşılıyor.
Ben olmasaydım burada olmazdın
Çocuklukta sağlanan ihtiyaçların (yemek, barınma) silah haline getirilmesi yalnızca yetişkin çocukları yabancılaştırır. Bu, çocukları uymaya veya daha sık gelmeye zorlama girişimidir ve bu da kırgınlığa neden olur.
“Ben olmasaydım burada olmazdın” gibi ifadeler son derece zehirlidir çünkü yetişkin çocukların, çocuklarının ihtiyaçlarını ve ebeveynlerinin egosunu tatmin etmek için ebeveynlerinin her isteğini yerine getirme konusunda kendilerini baskı altında hissetmelerine neden olurlar. Çocuklar borçlu olduklarını hissetmek yerine yetişkinlerin bağımsızlığını kabul etmeye çalışırlar.
Çok dramatiksin
Bu, yetişkin bir çocuğun duygularını en aza indiren incelikli bir gaz aydınlatma şeklidir. “Deli gibi konuşuyorsun”, “aptalca konuşuyorsun” ya da “çok dramatiksin” gibi ifadeler ebeveynler tarafından durum üzerindeki kontrollerini korumak ve çocuğun kendi duygularına olan güvenini zedelemek için kullanılıyor.
Yetişkin çocuklar içini açtığında, zorluklarından bahsettiğinde veya çocukluk deneyimlerini hatırladığında, duygusal açıdan tüketen ve kendi yeterlilikleri hakkında şüphe uyandıran aşağılanmayla karşı karşıya kalırlar. Aynı zamanda güveni ve haberlerinizi paylaşma isteğini de zayıflatır.
Senin için en iyisinin ne olduğunu biliyorum
Bu ifade, takıntılı kontrolün doğrudan bir tezahürüdür. Ebeveynlik dışında bir kimlik oluşturamayan ebeveynler, yetişkin çocukları evden ayrıldıktan sonra aidiyet ve kontrol duygusuna tutunmakta zorlanırlar.
“Senin için en iyisinin ne olduğunu biliyorum” ya da “Ben senin babanım, beni dinlemelisin” gibi ifadeler kendinizi yeniden önemli kılmanın bir hilesidir. Çocuklarıyla olan ilişkileri yoluyla kendi rahatsızlıklarıyla ve kimlik kaybıyla başa çıkıyorlar, bu da özerkliklerini zedeliyor.
Eğer beni dinleseydin bunlar olmayacaktı
Ebeveynler, duygusal destek sağlamak yerine, çocuğun başarısızlıklarını kendi imajını yükseltmek ve egosunu güçlendirmek için kullanırlar. İstenmeyen tavsiyeler vererek kendilerini çocuğun üstüne koyarlar.
Çocuklar kendi yollarını takip etmekte zorluk yaşadıklarında, ebeveynler bunu kendi bilgeliklerine yönelik kişisel bir saldırı olarak algılarlar. Bu nedenle aslında duygusal desteğe ihtiyaç duyan çocuklara karşı genellikle kaba ve zalim davranırlar.
Eğer senin yerinde olsaydım
Araştırmaya göre ebeveynlerden istenmeden ve istenmeyen tavsiyeler, yetişkin çocuklar tarafından müdahaleci ve istenmeyen olarak algılanıyor. Bu, yaşam vizyonunuzu empoze etmenin bir yoludur.
Her ne kadar bu ifade çoğu zaman iyi niyetlerle söylense de (ebeveynler çocuklarının sorunlarının çözümüne yardımcı olmak isterler), duygusal olarak yıpratıcıdır. Yetişkin çocuklar sıcaklık ve duygusal destek için gelirler, ancak duygularını tamamen değersizleştiren bir karşılaştırma veya hazır bir çözüm alırlar.
Şakayı kaldıramaz mısın?
Bu ifade, amacı saldırgan yorumları gizlemek ve çocuğun tepkisinden şüphe etmesini sağlamak olan başka bir gaz aydınlatma yöntemidir. Bir ebeveyn rahatsız edici bir şey söyler ve ardından bunun sadece bir şaka olduğunu iddia ederek çocuğunun acısını küçümser.
Ebeveynler, çocuklarının duyguları için güvenli bir alan yaratmayı reddederler ve bunun yerine onları tamamen geçersiz kılarlar, bu da derin duygusal tükenmeye yol açar.
Peki, erkek kardeşin/kız kardeşin…
Bu, sosyal karşılaştırmaya dayalı yıpratmanın en doğrudan biçimidir. Ebeveynler, çocuğa başka bir kişinin (kardeş veya arkadaşlarının çocukları) kalıbına veya başarılarına uyması için baskı yapar.
Karşılaştırma yorucudur, aile dinamiklerinde gerginlik yaratır ve yetişkin çocukların özgüvenini zayıflatır. Destekleyici olması gereken ev, sürekli bir baskı alanı haline gelir.
Seni senin kendini tanıdığından daha iyi tanıyorum
Bu ifade bir yetişkinin özerklik duygusunu zayıflatır. Çocuğu gerçekçi olmayan beklentileri kabul etmeye ve ebeveyn kalıbına uymaya iter.
Yetişkin çocuklar evde gerçek ve özgün olabileceklerini hissetmezler ve bu da her türlü ilişkide duygusal açıdan yorucudur.
Minnettar olmalısın
Bu ifade, çocukluk travması hakkında konuşmaktan veya aile dinamikleriyle ilgili endişeleri dile getirmekten kaçınmak için kullanılır. Bu, çocuğun deneyimlerini değersizleştiren savunmacı bir tepkidir.
Avrupa Psikotravmatoloji Dergisi’nde yayınlanan bir araştırmaya göre, travmayla ilgili konuşmalar karşısında bu savunmacı tavır sadece zayıflatıcı olmakla kalmıyor, aynı zamanda yetişkin çocuklarda travma sonrası stres belirtilerini de artırabiliyor. Ebeveynler sorunları minnettarlıkla geçiştirmek yerine tartışmaya istekli olmalıdır.
Sanırım artık senin için önemli değilim
Bu, ebeveynlerin güvensizliği veya korkusundan kaynaklansa bile, duygusal manipülasyonun ve suçluluğun silah haline getirilmesinin açık bir simgesidir.
Ebeveynlerin narsisistik eğilimleri varsa, bu tür konuşmalar genellikle düşük özgüvenden kaynaklanır. İstenmeme duygusuyla nasıl başa çıkacaklarını bilmiyorlar, bu nedenle ilişkinin bozulmasıyla sonuçlansa bile çocuklarının zor duygularını ve utancını kendilerini rahatlatmak için silah olarak kullanıyorlar.
